8 Eylül 2012 Cumartesi

Güne aydın başlayacağımız güzel günlere..

Buraya yazarken çoğu zaman düşünmedim.. İçimden geldiği gibi yazdım.. Son yazılarımda bir çok defa eskisi gibi bir çok yazı yazacağımı, yazılar biriktirdiğimi yazdım...
Aslında bir çok yazacak şeyim var... 
Paylaşacak bir çok güzel şey..
Ama yazamıyorum, sizi güldürecek, kendimle alay ettiğim bir yazıyı, şuraya gidin şunu deneyin diye başlayan bir yazıyı, şu filmi seyredin diye öveceğim bir yazıyı.. 
Neden mi?


Geçen gün bir arkadaşımın paylaştığı gibi "92'li biri bizi kızdıracak bir şey bile söylese, sen reşit oldun mu be?" diye gülüp geçeceğimiz kişilerin şehit haberlerini duyunca, 
aylardır içeride tecritte olan aydınlarımızı düşününce, paylaşacağım her şey şımarıkça geliyor ve suçluluk duyuyorum..

Blogumu özlüyorum, yazmayı da.. 

Cem Yılmaz şöyle bir şey demişti bir gün: "Politikacılar, "biz olmasak konuşacak, espri yapacak konunuz yok" diyorlar, siz her şeyi düzgün yapın, ben kelebeğin çiçeğe konuşundan da gülecek bir şey bulurum, siz merak etmeyin" demişti.. 

Şu anda en çok okunan haber sayfalarının başında Beren Saat, Kenan Doğulu aşkı olduğunda, twitter'da tt'de emre belözoğlunun doğumgünü kutlandığında ya da şehit haberlerinin ardından her yerde "lay lay loy loy"  televizyon programları devam ettiğinde nasıl sinirleniyorsam, burada "hiç bir şey yokmuş gibi yaşayalım ve onları paylaşım, bana dokunmadı nasısa" paylaşımları yapmak da yanlış geliyor.


Güne aydın başlayacağımız güzel günlere..

J.


Related Posts with Thumbnails