13 Şubat 2012 Pazartesi

JuVe Olay Yeri : "Contagion"

Uzun bir aradan sonra yazı yaz, ona da film incelemesi ile başla, filmde ruh karartıcı bir biçimde bulaşıcı hastalıklarla ilgili olsun..


Bu filmi ilk çıktığından beri seyretmek istedim, biraz mesleki meraktan kaynaklanıyor sanırım. Bir kaç yerde yorumlarına bakayım, insanlar nasıl karşılamış bu filmi diye göz atayım dedim,  genellikle beğenilmediğini, "I am legend" gibi filmlerle karşılaştırıldığını gördüm.
Önce filmin konusundan bahsedeyim, film bir virüsün hızla yayılması ile başlıyor, tanımlanamayan, hızla yapısını değiştiren virüs üzerinde araştırmalar sürerken,virüs ölüm ve bulaşıcılık oranı artarak yayılmaya devam ediyor. Dünya sağlık örgütü eli kolu bağlanmış durumda, aşı bulmaya çalışıyor. Bu sırada karantina durumuna geçilmeye ve iyileştirici ilaçlar araştırılıyor. (Genel durumdan bahsediyorum, özelde de bir çok şey anlatılıyor; ama bu filmden ziyade belgesel tadında)
Filmde,
 Her şeyin farkında olan bir blogger (Jude Law)  bağımsız olarak insanları bilgilendirmeye çalışırken, sosyal medyanın gücü ile insanları nasıl yönlendirdiğini görüyoruz. - Bu noktada hayatımızı ele geçiren blog, sözlük,
twitter, fb gibi mecralardan elde ettiğimiz bilgilerin doğruluğunu, güvenirliğini, perde arkasını sorguluyor insan ister istemez-
Karısını ve oğlunu bir anda bu salgında kaybeden bir babanın (Matt Damon)  kızını nasıl koruduğunu görüyoruz..
Bütün hayatını bilime adamış insanları görüyoruz.. Ölümün pençesinde, sorumluluklarını düşünen (hala bunlardan var mı hayatta yaaa?) insanları (Kate Winslet) görüyoruz..
Bir ilacın sadece iyi geldiği duyumu ile sıraya girip beklerken, yeterince olmadığını duyunca ya da kontamine (virüs bulaşmamış) yemek için beklerken, sıza sıra gelip bittiğinde insanların nasıl o "medeni" halinden çıkıp, iç güdüleri ile yeri, göğü indirdiğini görüyoruz..

Seyredenler nasıl olup da bu filmi bir film olarak değerlendirebilmiş anlamış değilim, contagion her an başımıza gelebilecek, tarihte çeşitli salgınlarda binlerce insan nasıl öldüyse olabilecek bir salgın hikayesi.
Daha 1,5 yıl önce domuz gribi vakası yaşadık, grip çıktı, hemen aşısı çıktı. Aşı hakkında sizi yönlendiremem; sadece kendi fikrimi söyleyecek olursam, bir aşının bulunuşu, etkinliği, insanlar üzerinde uygulanması için onay alması uzun bir süreç.

Bir salgının ortaya çıkışı ile bir zombi filmini karşılaştırıyorsanız, gerçekte olabilecek bir şey fantastik buluyorsunuz demektir.
Sert bir yazı olsun istemedim aslında, sizi hastalık hastası da etmek istemem.
Sadece en iyi ihtimaller üzerine kurulu olan bu filmi, bir salgın sürecinde neler olur diye politik,bilimsel bir çok açıdan fikir edinmeniz için izlemenizi isterim.
Ordaki gibi bir bilim insanı yetişmesi için bile ilham verir belki size, belki de ilaç firmaları için bir hastalığın ne demek olduğu hakkında fikir edinirsiniz..

evet..
Başladık=)


J.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails