11 Şubat 2010 Perşembe

"Untamed&Uncut"


Saatler 23.00 ı gösterdiğinde mutlaka discovery channel'ı seyrediyorum bir süredir.
"Untamed&Uncut" diye bir program var, hayvanların başına gelen ki bu hayvanlar genelde vahşi hayvanlar oluyor, ilginç kurtarılma hikayeleri anlatılıyor.
Bu hikayelerde sadece kurtarılmalarını değil,hayvanların sahip oldukları muhteşem "hayatta kalma" içgüdüsüne hayranlıkla bakıyorsunuz,davranışlarının bir sebebi var mutlaka bunu öğreniyorsunuz.

Tüm bunların yanı sıra içim sızlayarak seyrediyorum;çünkü yurt dışında hayvana verilen değerin ne yazık ki %1'i bizim ülkemizde yaşayan insana verilmiyor.
Dün akşam seyrettiğim bir bölümde yavru kartalların yuvaları internet üzerinden gözlemlenebiliyordu ve bir bekar erkek kartal gelip yavruları tutup tutup fırlattı yuvadan. İnternet üzerinden olayı görenler yavru kartalların bu başına gelen olayı hemen ilgililere haber verdiler,arabayla 20 dakika arazide gidildikten sonra,45 dakika da yürüyüş yapıldı,yavru kartallar arandı,bulundu, birinin kanadının diğerinin gagasının hasar aldığı anlaşıldı,helikopterle uygun bir yere götürüldü,iyileştirildi.. Ben de "aaaah ah" dedim..

Evvelsi akşam seyrettiğim bir bölümde koruma alanında yalağa sıkışmış bir fili kurtarmak için kendi hayatını tehlikeye attı bir görevli..
Sahipleriyle orman yangınının ortasında kalan 2 atın huysuzlanması sonucu, sahipleri onları hayatlarını kurtarabilmeleri için -umutsuz da olsalar- serbest bıraktılar ve kurtarma bölgesinde sahipleriyle buluştu atlar,kendi kendilerini kurtardılar,yangını atlattılar,kendilerine yol buldular ve yetmedi sahipleriyle buluştular.
En kötüsü kuduz bir tilkinin New York'un kasaba bölgesinde ekmek almış evine giden bir adamı kötü bir şekilde ısırmasıydı..

Hiç bir geyiğe -türünü unuttum;ama soğuk yerde yaşayan çok büyük bir geyik türüydü,adamların boyu geyiğin bacakları kadardı- sarılıp,kurtarmak hissi duymamıştım, orada olsam kesin sarılırdım diye düşündüm;çünkü buzun içine düşmüştü ve çıkamıyordu,insanlar var gücüyle onu çıkarmaya çalışıyorlardı..

İnsana bile değer vermeyen,sokakta gördüğü kediyi,köpeği tekmeleyen insanlarla yaşadığımız ülkemizde olanları düşünüp,bunları seyredince derin düşüncelere boğuluyorsunuz..
Benden tavsiyesi,sizden seyretmesi..


J.

2 yorum:

biberli dedi ki...

az önce şirketin önünde bi adam, önünden geçen buraların bıçkın delikanlı güzel bi köpeciğine tekme attı, birbirimize girdik. dedim "ben size tekme atabilir miyim durup dururken?", o da "at bakalım" dedi.
şimdi ne anlatırsın ya da anlatsam bu insan namzetinin ne anlamasını beklersin...
dünyanın bir çok yerinde bir canlıyı "canlı" olduğu için sevmek, ona saygı duymak fikrine sanki başka gezegence konuşuyormuşsun gibi bakan nice insan var, bunların çoğuda bizim ülkemizde olabilir!

bi de çıkıp Tanrı inancından, dinden, kitaptan bahsederler ya, işte buna deli oluyorum.

hep diyorum; benimkiyle onlarınki bir değil...

JuVeNiL dedi ki...

dediklerine katılmamak elde değil biberli, özellikle bir başka canlının yaşam hakkına saygı duymayan zihniyetin inançlarından şüphe ederim, bu da benim kendi inancım!

Related Posts with Thumbnails