21 Ocak 2010 Perşembe

Dipnot



*En son ne zaman bir mektubu dört gözle bekledin sevgili okuyucu?
 Ben en son Edirnede okurken mektup aldım sanırım bu da 6 sene önceye filan tekabül ediyor sanırım.. Mektup almak,beklemek,postada yazdığınız satırları göndermek için kuyrukta beklemek çok güzel bir duygu, şimdi maalesef pırt die "send" tuşuna basıyoruz,gidiyor.Bence duygudan çok yoksun..
Postacılar da yazık ki sadece kredi kartı,kredi kartı ekstresi,fatura'dan başka bir şey getirmiyorlar ki, bu saydıklarım içinde özellikle faturalara harcanan kağıda çok acıyorum..
Artık çoğu kişi internetle içli dışlı olmasına rağmen ne yazık ki elektronik posta yerine hala bu yolu tercih edenler var bunlara ne yazık ki benim annem babam dahil,gözümüzün önünde olsunmuş yazılı olarak..

*Aranızda insan çeken var mı? Akıllı,akılsız,deli,bir şey soracak kaç kişi varsa,bu sokağa adım atmamla beraber beni bulur.. Öyle normal sorular değildir,"şuraya nasıl gidebilirim" filan diye..
Sadece bugün başıma gelenleri söyliyeyim, bir teyze durdurup ne olduğunu bile anlamadan elindeki bozuk paraları gösterip, "bu geçiyo mu, bak bakim yeni yazıyo mu?" bakıp cevap verdiğinizde kurtulduğumu mu sanıyorsunuz, bir de açıklamalar geliyor." Sonra bunu bana geri veriyorlar,zaten kendi ellerinde kalanları bana veriyorlar.." Dinliyorum,yaşlıdır diyorum,ben de yaşlanıcam diyorum.. aaaaaaaaaaaaa..

Sonra annemle beraber bir kuyumcu vitrininde bir şey bakıyoruz, hiç alakası olmayan bir teyze geldi "şimdi sahteler çıkmış 14 ayar gibi gözüküyor aynı,sakın almayın dikkat edin,ben dün eminönü'ne gittim, orda da söylediler,bu çeyreklik gibi gözüküyor;ama değil,sakın almayın,bak dikkat edin,bence almayın" bitmedi,gider gibi yapıyo gene söyleniyo.. Dedim ki anneme "çekiyorum.". bitti mi? hayır..

Migrosa gittim,annem çok oyalandığı için alışveriş yaparken ben de kendimi oyalayacak bir şeylere bakıyorum boş boş, alışveriş arabasının başında duruyorum..Bir hanım,35-40 yaşlarında.. "bakar mısınız?" dedi,bakarım tabi ,ben sokağa "bakıcı başı" olarak çıkıyorum zaten, "bunun fiyatı ne sizce?" şimdi beni orda çalışan biri sanmasına imkan yok üstümde kat kat palto var,elimde kocaman çantam ve alışveriş arabası.. Bakim dedim, dememle kalmadı, o rafı komple sordu..

sırf bu değil,yolda 10 kişi yürüsek,bulaşan çingeneler,1 lirası eksik kalan karşıya geçecek olan emo gençler filan hepsi gelir bana sorarlar,benden isterler ne istiyorlarsa..

Bir şeye ihtiyacınız olursa,bana haber verin,alıştım artık,hemen gelirim..

J.

4 yorum:

beetlejuice dedi ki...

Ay süpermiş:) Benden de örnek gelsin:
-Havaalanında çok yaşlı bir teyze: "Kızım sen balerinlik mi yapıyorsun?(Balerinlik de neyse artık:)) Vay vay vay vücuda bak"
-Markette çok yaşlı bir teyze:"Kızım şu salçaya uzanır mısın? Hay maşşallah ne boy var sende!" Boy da 1.66 bu arada:)
-Otobüste çok yaşlı bir teyze:"Kızım senin yüzün ne güzel? Sen okuyorsundur kesin ama olmaz bizim oğlana"

Bende de "gelin benim fiziğimi değerlendirin" tipi var herhalde. Ama sadece çok yaşlı teyzeler için:)

JuVeNiL dedi ki...

ah canım çilliii, benim kadar olmasa da sende de insan çeken bir tip söz konusu demek:D süpermiş..

O. dedi ki...

benim gibi kendini bilmezler için o "send" tuşu bazen sahip olduğu en iyi dostu bile elinden alır. bunu çok çok uzun zaman sonra anlamak kişinin kendi aptallığını da ifşa eder tabi. suçu sadece "send" tuşuna yüklememek lazım. ama yine de pek haz ettiğim bi tuş değildir.
mektup en iyisi. evet. evet.

sevgiler.
onur yıldırım.

JuVeNiL dedi ki...

o,:) send tuşu dediğin gibi bir çok zaman başa bela açabilir, mektup yazarken bir çok defa silinir,atılır,40 kere düşünülür öyle yazılır da.. Bu sanal ortamda cart diye gönderilir..
Sonu da dediğin gibi bir çok zaman kötü olabilir..

Sana bir link göstermek istiyorum,tabi dönüp okursan burayı yine..http://juvenincekimalani.blogspot.com/2009/09/cocuk-onlar-sadece.html
Sevgiler,j.

Related Posts with Thumbnails