31 Ağustos 2009 Pazartesi

Panik Atak...


bu yazıyı yazıp yazmamayı uzun uzun düşündüm, ta ki evelsi gece en yakın arkadaşlarımın telefonuna kadar..


En baştan başlayayım, 2008 mayıs ayında okuldan dönüyordum, oldukça stresli bir okul dönemi geçirdim;çünkü geçiş yaptığım için, kural olarak eğer geçiş yaptıgım sene bütün dersleri veremezsem okuldan atılma durumum vardı, bunun yanı sıra 2 seneyi bir alıyordum..Stres boğazıma kadardı;ama olay günü birşey yoktu.. Dersten çıktım,derste çok bunalmıştım;ama kim bunalmıyor ki? tramvayda bir mide bulantısı oldu,fenalık geldi.. Sonra kabataşa kadar geldim bir şekilde, elim ayağım titriyor,üşüyorum,bayılcakmışım gibi ama bayılmıyorum..Biliyorum psikolojik anladım..4 saat sevgilimin beni almasını bekledim,öyle oturdum..Eve geldim;ama kalbimin atışları karşı siteden duyuluyor sanıyorum,kimseyi dinleyemeyecek ve konuşamayacak durumdayım..

Sonra geçti.. 1-2 ay sonra tekrar edince, psikiyatriste gittim;çünkü hissettiğim öyle bir şey ki sanki korktuğum ne varsa o an başıma geldi gibi hissediyorum, yani ilaç olarak doktor çişini içecen dese içicem öyle bir şey.. İlaç verdi doktor bana, geçti, zaman zaman çok sıkıldığım zamanlar oluyor, bunalıyorum,arada sıkıntı basıyor o kadar , delirmiyorum..
Evelsi gece en yakın arkadaşlarımla buluşmuştum, onlar sinemaya gitmeye karar verdi ben yol yorgunu olduğum için eve döndüm ..Gece bir tel geldi, "juve gözde çok kötü oldu sinemada, sanırım panik atak geçiriyor napalım.."Dışarı çıkarın biraz hava alsın,psikolojik olarak rahatlar acile götürün birşeyi olmadığını söylesinler dedim..Acilde de dışarı çıkarın biraz hava alsın demişler ve geçmiş..


Bu neden eskiden yoktu? Herşeyi ard arda dizerek bir solukta yapmak,birşeyleri yetiştirmek, hızlı yemek yemek,kalbimizin üstünde bir taş oturuyor gibi hissetmek.. Eskiden neden yoktu da şimdi var bu tuhaf şeyler..


Yeni öğrendim, insanlar bir alışkanlıktan uzaklaşmak için yerine yenisini koymalıymış, ne kötü huyunuz,uzaklaşmak istediğiniz olayınız varsa yerine bir uğraş koyun, ben öyle yaptım.. İlaç çok gerekmedikçe almayın..Benden nacizane tavsiye. .


Sevgiyle,J.

7 yorum:

lale kunt dedi ki...

çok geçmiş olsun, umarım bir daha başına gelmez. hatta kimsenin gelmez, en son yazdıklarına da katılmadan edemiyorum. sürekli sinir, stres, ses, gürültü, yetişme telaşı, yetersizlik duygusu vs vs insanı yiyip bitiriyor. ben de hep dişlerimi sıkıyorum, yakında yarı boylarına inecekler galiba...

Adilyus dedi ki...

:)) teşekkür etmişmiydim? etmediysem teşekkür ederim, yerine bişeyler koymaya çalışıyorum.. başarıcam sanırım.. ;) yazıya çok güzel dökmüşsün ellerine sağlık.. :)

JuVeNiL dedi ki...

cadı, diş sıkmaktan bahsedince şunu sölim dedim.. geçen sene diş doktorumu değiştirdim.. gittiğim yeni yerde cerrah,hekim ve diş bozukluklukları uzmanı ayrı ayrı geliyor ne yapacağını söylüyorlar.. hepsi aynı şeyi sordu hemen.."dişlerini çok mu sıkıyorsun?" sıka sıka zaten kesme olayı bitti sanırım artık:D

adilyus,görüşemesek de "arkadaşız" hem de eski, arka-daş lafı ordan geliyormuş, arkanı gözlerin kapalı dayayabildiğin, bir kötülük beklemediğin.. her şey çok daha iyi olacak görüceksin;)

geveze baykuş dedi ki...

ben de dişlerimi sıkıyorum. gündüz yine farkedip bırakıyorum ama uykumda hem sıkıp hem gıcırdattığım için, diş doktorum plak önerdi. dişin kalıbını alıp silikondan yapıyorlar, boksör dişliği gibi, gece yatarken takılıyor. artık sabahları çenem ağrımadan uyanabiliyorum. umarım ruhum ağrımadan uyanacağım sabahlar da gelir :)

JuVeNiL dedi ki...

baykuş, benden sana sana güzel bir şarkı manga'dan geliyor "alışırım belki gözlerimi kapamaya" albüm: "şehr-i hüzün"

nanik atak:)) dedi ki...

öncelikle herkeze selamlar bende sizler gibi aynı derten müzdaripim, 2 senedir panik atak hastalığı ile cebeleşyorum.2 sene olmasına rağmen hala alışamadım. şikayetlerim yakınmalarım günün her saati benimle beraber bunları sayacak olursam: klasikleşen.güyüs ağrısı kalp ağrısı ve mide arasındaki gitmek ve bitmek bilmeyen baskı veya baskı hissi. sırt ağrıları. sol kolumdaki ağrılar. ve bu ağrılar sancılarla beraber. hemen akebinde, ölüm korkusu. sonsuz kara mizahlar kara senaryolar. bunların en başında kalbimin duracağı hissi kalp krizi geçireceğimin hissi. her an ölecekmiş gibi ortaklıklarda dolanyorum. günün her saati ölüm beynimde kendine yer etmiş def edemiyorum. ardık iyiden iyiye bu hastalığı benimsemeye çalışyorum. samimi olmak gerekirse gideceğine beni terk edeceğine inanmıyorum. bu hastalığı uzman desteği ile sadece kontrol altına almanız mümkün, ve ne yazıki çıkabilitesi, olan bir rahatsızlık her an sizinle yani. başlığımdan anlaşıldığı üzere tiye alyorum bu hastalığı bana hergün eziyet etmesine rağmen bir saat olsun rahat deilim. zira tiye almak zorundayım başka seçeneğimde yok bence. kendimi bu şekilde adepte ediyorum. herşeye rağmen gülmeye eğlenmeye çalışyorum. hayat kalitem her ne kadar yerle eksan olsada yaşamaya devam ediyorum. ardık doktor doktor gezmeğede son (kardiyoloji dahiliye genel cerahi v.b) parantez içine aldığım doktorların hepsinin kapısını aşındırdım.sonuç: NORMAL. psikiyatri destek aldım ilaç tedavisi gördüm 1 seneden fazla. ilaçların bana tek getirsi koca bir göbek:)oldu.. sözüm onaki ilaç tek başına yeterli etken değil. birazda bizimle kendimizle ilintili bir durum ama yapamıyoruz. kendimizede yardımcı olamıyoruz.bu hastalıkla yetrli bilgi ve deneyimi sahip olmama rağmen kendime yardımcı olamıyorum sanırım tekrardan uzman desteği alacam. msn adresimi bırakyorum eklemek isteyen olursa hiç çekinmeden ekliyebilir. bunları paylaşmak bir nebze olsun beni çok rahatlatyor sizde aynı kanaate iseniz iletişim için: rang-rover@hotmail.com

JuVeNiL dedi ki...

bu kendimi bu sayfayı açtığımdan beri faydalı olduğunu hissettiren en önemli yorumlardan biri sanırım..
Msn eklicem:)
bak ben hiç bir şekilde kalbimde bir problem var diye gitmiyorum;çünkü çağırmak istemiyorum,bu konu hiç yokmuş gibi davranıyorum, dediğim gibi sadece bazen sıkılıyorum o kadar artık.. Çok başında gittiğim için olabilir doktora..
Bence bunun yerine koyabileceğin bir uğraş bul.. Spor yap, yürüyüş yap,yapmadığın şeyleri yap, hayata "evet" de..
o gün kesinlikle dışarı çıkmak istemiyorsan "inadına"çık ..
o gün vapura binmek istemiyorsan "inadına" bin.
en kalabalıklardan kaçtığında "tramvaya bin öğlen":D
hiç bir şeyin yok, hiç bir şeyimiz yok.. buna kendini inandır ve telkin et..

Related Posts with Thumbnails